![]() |
||||
Yetime İkram Etmek Yoksula Yedirmek
İslam; aç, açık, dilenen ve sokakta kimsesiz kalanların bulunduğu bir toplumda yoktur. Kutsal kitabımız ve onun en büyük yorumcusu Hz Muhammed aleyhisselam efendimizin uygulamaları ve ilk Medine Devleti bunun en büyük kanıtıdır. Kur’anı kerimde bir tarafta; Duha; 9. “Öyleyse sakın yetimi ezme! 10. Sakın isteyeni azarlama!” Buyrulurken öte yanda; Bakara 273.” (Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” Beyanıyla istemek, dilenmek ve arsızlık hoş görülmemiştir. Allah cc, insanlığa son mesajı olan kutsal kitabımızın bir ayetinde fakirlere; Nisa; 32. “Allah’ın, kiminizi kiminize üstün kılmaya vesile yaptığı şeyleri (haset ederek) arzu edip durmayın. Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır. Kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah’tan, onun lütfünü isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” Buyurarak mali yönden ve ekonomik açıdan cemiyette bir eşitliğin olamayacağını ima etmiş, hasetliği, kıskançlığı ve sınıflar arasındaki tabii farklılıkları istismar etmeyi yasaklamıştır. Ancak Allahın peygamberlerine gönderdiği Tevrat, İncil ve bu ikisini içinde toplayan son ilahi vahi olan Kur’anı kerimin içindekileri ayakta tutarak hayata uygulayan inananlara Allah taalanın büyük bir müjdesi vardır; Allahın emirlerini uygulayanlar her yerden bol bol rızka kavuşurlar; Maide; 66. “Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur’an’ı) gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!” İslamiyet, insanların iki cihanda da mutluluğunu hedef alan bir evrensel sistem olarak hiçbir insanın kimsesiz kalmasını, aç, açık dolaşmasını ve beşeriyete zararlı şeylere bağımlı olarak zararlı bir kul olmasını asla normal karşılamaz. Bu nedenle yetim ve miskin olarak Kur’anda telaffuz edilen, ekonomik yönden hangi nedenle olursa olsun zayıf ve muhtaç olan kardeşlerimize gereken alakayı göstermeyen ve bu konuda Allahın emirlerini uygulamayan Müslümanlara sosyal adalet adına verilen birçok ilahi ferman vardır, İşte onlardan bazıları; Maun; 1. “Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! 2,3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.” Nisa; 10. Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. Fecr; 17. “Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz. 18. Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz. 19. Haram helâl demeden mirası alabildiğine yiyorsunuz. 20. Malı da pek çok seviyorsunuz.” İktisadi yönden başkalarına muhtaç olan kimseler durumuna göre; Fakir, Miskin, Yetim, Sail, Köle, Yolda kalmışlar vb adlarla anılır yüce kitabımızda. Ve bu zümrelerin hepsi İslam toplumunun ve devletinin kollayıcılığı altındadır. Fakirler genellikle Muhtaç olduğu halde istemeyenlere, Miskinler ise dilenerek geçinmeye çalışanlara denmektedir. Yetimler malum, ana babasını küçük yaşta kaybedenler anlamındadır. Her İnsan gibi insanca yaşayacak kadar variyeti olmayanları ayağa kaldırmak ve sosyal adaleti sağlamak için İslamiyet varsılların mallarında yoksullara haklar vazetmiştir. Hakkı koyan ayet; Mearic, 24,25. Onlar(inananlar), mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir. Hakkın verilmesini emreden ayetler; En’am; 141. O, çardaklı, çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı (herbiri) birbirine benzer ve (herbiri) birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (öşürünü) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. Rum; 37. Allah’ın, rızkı dilediğine bol verdiğini ve (dilediğine) kıstığını görmediler mi? Bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır. 38. Öyle ise akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. Allahın insanlara kendi mutlulukları bakımından uyulması ve inanılması için seçtiği ve vazettiği İslamiyet’in sosyal adalet anlayışında ezilmişlik, horlanmışlık ve dışlanmışlık kavramları sebebi ne olursa olsun yer bulamaz. Adı Müslüman olan Devlet ve ya milletlerin yaptıkları yanlışlar İslam’a mal edilemez. |
![]() |