Okumak Ve Öğrenmek

Bu iki imkân sadece yaratılmışlardan insana verilen özelliklerdir. Bu ilk İnsan olan atamız Hz Âdemle başlar, zira kendisine Allah tarafından 10 Sahife gönderilmiş ve İnsanları Tevhide davet etmiştir.

Diğer yaratıklar ise ancak kendilerine insanlar tarafından verilen bazı terbiye ve talimlerle belli şeylerde maharete sahip olurlar. Atların, Eşeklerin, Köpeklerin vb evcilleştirilmeleri gibi. İnsanoğlu ise okuma ve öğrenme merakı ve kabiliyeti nedeniyle büyük Uygarlıklara imza atan bir sosyal varlıktır.

Diyebiliriz ki tüm medeniyetler İnsan eliyle olmuştur ve yine o elle yıkılmıştır. Yine şurası da bir hakikattir ki tüm uygarlıklar Allahın Dini olan İslam’dan alınan ilhamlarla kurulmuştur.

Uygarlıklar Dinin eseridir zira İnsanlığa okumayı, kitabı, yazmayı Din yani İslam öğretmiştir. Tüm peygamberlerin tebliğ ettiği din olan İslam’ın son versiyonu olarak Hz Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve selem’e inzal buyrulan son ilahi vahyin ilk emri Okudur.


  ALÂK SÛRESİ 1,2. Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak” dan yarattı.
 
3. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.
 
4,5. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.
 
6,7. Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.
   

Bu Sureye İgra'= Oku Adı da verilmektedir, İniş sırasında ilk sırayı alan bu Sure Rasülüllahın a.s. İnziva ve Yalnızlığı sevmeye başladığı bir sırada 40 yaşlarındayken Mekkenin üç Mil Kuzeyinde ki  Nur Dağında bulunan Hıra Mağarasında inmiştir.

 Hz. Muhammed (sav)’in Hira’da bulunduğu 610 yılı Ramazan ayının son on günü içinde muhtemelen yirmiyedinci gece, bazı rivayetlere göre pazartesi günü sabaha karşı Cebrâil gelerek ona Allah tarafından peygamber olarak görevlendirildiğini haber verdi.
Bu ilk vahyi Hz. Peygamber şöyle anlatmaktadır. O gece Cebrâil bana gelerek “Oku!” (İkra’) dedi. Ben okuma bilmediğimi söyledim. Bunun üzerine melek beni aldı; dayanabileceğim son noktaya kadar sıktı. Ardından beni bırakıp tekrar “Oku!” dedi. Cevaben yine “Ben okuma bilmem” deyince tekrar son noktaya kadar sıktı ve “Oku!” dedi. Ben bu sefer  “Neyi okuyayım?” diye  sorunca  melek beni üçüncü defa takatım kesilinceye kadar sıktı ve bıraktıktan sonra şu âyetleri okudu: “Yaratan Rabbının adıyla oku. O insanı bir embriyodan yarattı. Oku! Senin Rabbin en büyük kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten, insana bilmediklerini belleten odur” (el-Alak 96/1-5). 

Burada peygamberimizin Cebrail ile yaşadığı bir inceliği İmamı Ferhati hz şöyle anlatıyorlar; Rasülüllah a.s, “Ma ene bigariin” sözü , “ben okuma bimem” diye terceme edilmiş ama aslında burada ki “MA” soru edatıdır ve anlamı, “neyi okuyayım” demektir. Zaten bu sorudan sonrada Hz Cebrail neyi okuyacağını ifade etmişlerdir.

Peygamberimizin ilk vahi geldiği sırada “Ümmi” / Okuma Yazma bilmez olduğu defalarca kur’anda beyan edilmiştir. İşte bunun sebebini anlatan ayetlerden birisi;

Ankebut. 48. Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, bâtıl’a uyanlar kuşku duyarlardı.


Ayrıca Ümmi demek sadece “okuma- yazma bilmeyen değil, o günün kutsal metinleri olan Tevrat ve İncili bilmeyen anlamındadır. Bu manayı o günün Ehli kitabının (Hıristiyan ve Yahudiler) son peygambere uyuşlarını anlatan şu ayet çok güzel anlatmaktadır;

Araf 157 - Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır.

Okuma/ Gıraat kelimesi ve bu kökten türeyen elemanlar Kur’anda  86 kelimeyle yer almaktadır. Bunlardan 69 u “Kur’an” kelimesidir. 2 si de yukarıda Alak suresinde geçen ve ilk inen ayetler olan bölümdeki İgra’/Oku kelimeleridir.

Bu ayetlerde İnsanlardan ve Müslümanlardan istenen özel bir şey vardır, o da Allahın adıyla okumaktır. Tüm ilimler ve Keşifler Allahın İlim sıfatının bir ürünüdür ve bu ilimleri Müspet- Menfi gibi kategorize etmek ancak Allaha imanı devre dışı etmek isteyenlerin marifetidir.

Hicretin 15. yüzyılında Müslümanlar Dünyada en üstün olabilmek ve Dünya medeniyetinde söz sahibi olmaları için herkesten çok okumak zorundadırlar. Öyleki her Müslüman mutlaka Üniversite bitirmeli ve kız çocuklarını da ayırımsız hatta pozitif ayırımla sonuna kadar okutmalıdırlar.

İşte o zaman İslam’ın tüm bilenlere yüklediği Tebliğ emri bu İnternet çağında yeterli Dailer tarafından hedefine ulaştırılacak ve Son ilahi mesajı Dünya üzerinde duymayan kalmayacaktır.

This website was created for free with Own-Free-Website.com. Would you also like to have your own website?
Sign up for free