35- YERYÜZÜNE SALİH KULLAR VARİS OLACAK..

BU AYETİ KERİMEYİ HER OKUDUĞUMDA RAHATLARIM VE ÜMİDİM KATLANIR.
Zira burada açıkça,Dünyaya Müslümanların hakim olması lazım geldiği vurgulanmaktadır.Tarih boyu da öyle olmuş ve İman ehli zillet halinde bulunmamıştır.Ancak içinde bulunduğumuz 21.yüzyılda durum biraz değişik
görünüyor.
Zillet ve meskenet mahkum edilenler ayakta müslümanlar ise ayaklar altındadır.Tabi bu durumdan başta yaratan olmak üzre kimse sorumlu değildir,sadece kendimiz sorumluyuz.Bunun nedenleri üzerinde çok ayrıntılı fikir yürütmemiz lazımdır.İşte bu haberi veren ayeti kerime:
enbiya105:وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِن بَعْدِ الذِّكْرِ أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ
meali:105:Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık.

Evet müslüman alimler,devletler,milletler,ülkeler bu konuda kafa yormaları lazım:bize ne oldu da En yükseklerde dalgalanması gereken islam gerçeğini gerekli yerine getiremedik?
Osmanlının 600 yıl bir arada tuttuğu  bu günkü 50 ülke nasıl oldu da birbirleriyle boğuşur hale getirildi?
Cenabı hak bir ayetinde:EĞER İNANIRSANIZ EN ÜSTÜN SİZ OLMALISINIZ buyuruyor,bizim imanımız nasıl bir iman ki o hale gelemedik?

36- İSRAİLİN ÜÇÜNCÜ BOZGUNCULUĞU

İsrail ve Yahudi milletinin hakkında geçen  Kur'an da ki  bir konu   hiç bir gözden kaçmıyor.
 O da Bozgunculuk yapan bir millet olmaları..
Tarih boyunca,hz musa ile tanışmalarından Kıyamete kadar bu fesad işine devam edecekleri vurgulanmaktadır.Mısır da Firavunlara yüzyıllarca kölelik yapan,sonra Allahın peygamberi hz musa ile Denizi aşıp Filistine,kutsal topraklara gelen israiloğulları,Peygamberin başlarınmdan bir saat ayrılmasıyla Paraya tapmaya başlamışlar ve Kardeş peygamber hz Harunu takmayartak büyük bir fesada imza atmışlardır.
Sonra şımardıkça şımarmışlar,kibirlendilçe kibirlenmişler,biz yeryüzünün seçilmiş halkıyız havasına girmişler ve Allahtan derslerini almışlardır.Bu konumuz bununla ilgili bir haberdir:

isra,4:وَقَضَيْنَا إِلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي الْكِتَابِ لَتُفْسِدُنَّ فِي الأَرْضِ مَرَّتَيْنِ وَلَتَعْلُنَّ عُلُوّاً كَبِيراً
meali:Biz, Kitap'ta (Tevrat'ta) İsrailoğullarına, "Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz" diye hükmettik.
isra:5:فَإِذَا جَاء وَعْدُ أُولاهُمَا بَعَثْنَا عَلَيْكُمْ عِبَاداً لَّنَا أُوْلِي بَأْسٍ شَدِيدٍ فَجَاسُواْ خِلاَلَ الدِّيَارِ وَكَانَ وَعْداً مَّفْعُولاً
meali:Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va'd idi.


Evet,bu iki ayette cenabı hak cc,Yahudilere yeryüzünde yaptıkları birinci bozgunculuk sonunda onlara musallat ettiği başka bir milletin neler yaptığını,onlara böbürlenmelerinden dolayı  onların eliyle cezalandırdığını anlatıyor.Bu  bozguncu yahudileri,Çevrelerine kan kusturmaya başlayan israiloğullarına musallat edişenler  Roma imparatorluğudur.
İkinci bozgunculuklarına gelelim: 
 isra :7. إِنْ أَحْسَنتُمْ أَحْسَنتُمْ لِأَنفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا فَإِذَا جَاء وَعْدُ الآخِرَةِ لِيَسُوؤُواْ وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُواْ الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوْاْ تَتْبِيراً 
meali:
İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

Yahudiler ikinci bozgunculuklarının cezasını Allahın takdiri ile yine Romalılardan çekiyorlar.
Gelelim İSRAİLİN ÜÇÜNCÜ BOZGUNCULUĞUNA:
isra:8:
 عَسَى رَبُّكُمْ أَن يَرْحَمَكُمْ وَإِنْ عُدتُّمْ عُدْنَا وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرِينَ حَصِيراً
meali:Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yapmışızdır.


Bu ayet sanki bu gün inmiş gibi ve bütütn ayetler gibi taze...
eğer,bozgunculuğa dönerseniz bizde cezaya döneriz..
ne büyük bir tehdit,ve biz müslümanlara ne büyük bir müjde,Filistinli mazlumlara ne büyük bir ışık..
Ey Allahım! sen bizden daha iyi görüyorsun,israiloğulları Tarihtekilerden çok daha feci bir bozgunculuk içindeler..Zatının vadettiği cezanın zamanını sen bilirsin Ya rabbi!.

37-KUR'ANI KERİM EN SAĞLAMA VE DOĞRUYA ULAŞTIRIR

İsra:9:
إِنَّ هَـذَا الْقُرْآنَ يِهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْراً كَبِيراً
Meali:Gerçekten bu Kur'an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü'minler için büyük bir mükafat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.


Doğru birdir
Hak birdir
Allah birdir
Din birdir
Yol birdir
Geçek birdir
Aklın yolu da birdir

Gerçekten bu Kur'an en doğru olan yola götürür,Kur'an insanlara en sağlam yolu gösterir,bakıp bakmamak onlara ait bir tercihtir.
Kur'an,müslümanların sadece mezar da okuyacakları bir kitab değil;hayatın bütün ölçülerini veren bir ilahi kaynaktır.
Bu kitabı okumaya başlayan asla bırakamaz.Peygamberimiz a.s. zamanında Yeni bir sure inmiş,rasülüllah,bunu Kabenin havlusun da kim okur diye sormuştu.O zamanlar müslümanların sayısı 40 dan azdı,bir sahabi ben okurum ya rasülellah dedi,zayıf,görünüşte güçsüz bir zattı..Gitti okumaya başladı orada kiler çok etkilendiler,Peygamberimize karşı çıkanlardan bile iman edenler oldu,bunu üzerine bir müşrik Mekke ileri gelenlerine haber uçurdu:Putlarımız elden gidiyor diye..
ilk gelen koca baş müşrik etrafa şöşle haykırdı.Dağılın burdan,çekin şu köleleri,götürün şu kadınları,aksi halde Kur'anın etkisinde kalacaklar ve müslüman olacaklar..

Evet bu son cümle üzerinde durmak,düşünmek ve kafa yormak lazım..

 

38-YER,GÖK VE ARALARİNDA Kİ HERŞEY ALLAHI TESBİH EDER

Bu haber,Evrende bulunan;
Canlı,Cansız,Melek,İnsan,Cin ve bütün varlıkların Allahı andığı ve onu Zikrettiğiyle alakalıdır.
Yani,Kainat apayrı bir kitabtır,onun da okunması lazımdır.Bu haberde;Yaratılan bütün ecramın Allahı Tesbih ve Takdis ettiği bildirilmektedir.

isra:44:تُسَبِّحُ لَهُ السَّمَاوَاتُ السَّبْعُ وَالأَرْضُ وَمَن فِيهِنَّ وَإِن مِّن شَيْءٍ إِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدَهِ وَلَـكِن لاَّ تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ إِنَّهُ كَانَ حَلِيماً غَفُوراً
Meali:Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah'ı tespih ederler. Her şey O'nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm'dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.

Onlar istisnasız Allahı tesbih ediyorlar ama biz anlamıyoruz tesbih te kullandıkları dili.
Kainatta yer kaplayan tüm ecramın birer dili vardır,hele bütün canlıların birer lisanı vardır ve dilleriyle Yüce yaratanı durmadan tesbih ederler.
Eğer bu canlılardan birinin Allahı Tesbih edişini biz anlasaydık ne olurdu?
O zaman Gaybe iman gerçekleşmez Aynelyakin ve Hakkalyakin inanırdık ki bu ahirette olacak bir olaydır,Dünya da insanlar gaybe inanmakla yükümlüdür.Allah Dünyaya öyle bir nizam koymuş ki Ateistler bile durumlarını savunup yandaş bulabiliyorlar.
İşte imanın şerefi burada gizlidir;Görmeden görmüş gibi Peygamberlere ve onların teblğatına iman..
 
 
39- ALLAHIN ZİKREDİLDİĞİ MABEDLER

Allahımız cc,İnsanı yaratalı beri her topluma peygamberler göndermiş ve onlara doğru yolu göstermiştir.HJer peygamberin bir Öğretisi vardı ve sonra gelen peygamber önce geçenin Şeriatını bir nevi reforme ederek Allahın bildirdiği yeni Şeriatı tebliğ ederdi.Rasülüllah efendimize kadar bu böyle sürdü,peygamberimiz de en son peygamber olarak daha önce ki peygamberler ve onlara inen kitab ve sayfaları tasdik ederek ve onların değiştirilmemiş yerlerini de içine alan Kur'anı kerimi bizlere Allahtan aldığı vahi doğrultusun da bizlere bildirmiştir.
Bu durum da Kuranı kerim tüm eski vahi eseri kitabların gerekli, taraflarını almış ve kalan kısımlarını hükümsüz kılmıştır.
Her peygamber,ibadet etmek için bir ortam olıuşturmuştur,insanların rahatça ibadeklerini yapabilecekleri bu mabedler Son ilahi mesaj da şöyle sıralanıyor:
hacc suresi:
40. الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِن دِيَارِهِمْ بِغَيْرِ حَقٍّ إِلَّا أَن يَقُولُوا رَبُّنَا اللَّهُ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لَّهُدِّمَتْ صَوَامِعُ وَبِيَعٌ وَصَلَوَاتٌ وَمَسَاجِدُ يُذْكَرُ فِيهَا اسْمُ اللَّهِ كَثِيراً وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ 
meali:40. Onlar, haksız yere, sırf, "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
 
İşte Allahıncc,tarih boyu kendisinin zikredildiği ibadet hane listesi..
1-MANASTIRLAR;Evlenmeyen rahiblerin ibadet yeri
2-KİLİSELER:Hıristiyan halkın  ibadethanesi
3-HAVRALAR:Musevilerin ibadet yeri
4-CAMİLER VE MESCİDLER;
Cenabı hak islamdan önce hak din olan Hırıstiyanlık ve ondan önce hak olan museviliğin mabedlerini ve en son müslümanların mabedlerini sıralıyor.

 

40-HZ İBRAHİMİN A.S ALLAHA CC SORUSU!!

Kur'anı kerim de hz ibrahimin Allahı buluşu anlatılır,esas konumuz bu değil ama bununla ilgili ayet meallerini verelim:en'am suresi:

76. Üzerine gece karanlığı basınca bir yıldız gördü. "İşte Rabbim!" dedi. Yıldız batınca da, "Ben öyle batanları sevmem" dedi. 
 
     77. Ay'ı doğarken görünce de, "İşte Rabbim!" dedi. Ay da batınca, "Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse mutlaka ben de sapıklardan olurum" dedi. 
 
     78. Güneşi doğarken görünce de, "İşte benim Rabbim! Bu daha büyük" dedi. O da batınca (kavmine dönüp), "Ey kavmim!" Ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım" dedi. 
 
     79. "Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim." 
Aslın da doğrusu,hz ibrahim Allahı biliyordu,yani çocukluktan iman sahibiydi ancak iman etmekte zorlananlara tabii yöntemlerle  imanı böyle anlatmaktaydı.
Evet esas konumuza gelelim;
 HZ İBRAHİMİN A.S ALLAHA CC SORUSU!!
Bakara suresi:
260. Hani İbrahim, "Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti. (Allah ona) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için" demişti. "Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."
Arabca metni:
260. وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ أَرِنِي كَيْفَ تُحْيِي الْمَوْتَى قَالَ أَوَلَمْ تُؤْمِنْ قَالَ بَلَى وَلَكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْبِي قَالَ فَخُذْ أَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ إِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلَى كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُ 


Allah taala hz,bütün ruhları  önce yaratttı ve onları kendisine alıştırdıktan sonra Dünyaya gönderdi,orada da vefat ettirdikten sonra kıyamet gününde o ruhları çağırınca nerede olurlarsa olsunlar ona icabet ederek koşarak mahşere toplanacaklardır.
Bu hz ibrahimimn sorusuna dikkatle bakalım,tekrar tekrar okuyalım,orada verilen ipuçlarından Dünyanın çok gelişmelere gebe olduğunu tahmin ediyorum.

41-ŞEHİDLERLE İLGİLİ KUR'ANDAN HABERLER

Şehid;tanıklık edilen
Şahid;tanıklık eden,
Şehadet;tanıklık etmek,
Şüheda,şehidler,
demektir.
Kur'andan bir istatistik:
Şehadet kökünden gelen kelime sayısı;160
Şehid kelimesi;35
Şüheda kelimesi;20
Şehadet kelimesi;47
Şahid kelimesi;16
yerde geçerler.
Şüheda,şehidin çoğuludur.
Şehid;Melekler tarafından cennete gireceğine tanıklık edilen demektir.
Kelimei şehadette ki' Eşhedü' DE BEN TANIKLIK EDERİM DEMEKTİR.
Kur'an da geçen bu kelimelerin büyük çoğunluğu asıl mana olan Tanıklık ve Gözlem anlamı taşırlar.

Şehidler, yüce kitabımız da Peygamberler ve sıddıklar la beraber anılarak İnsanlığın yükselebileceği en büyük rütbe verilmektedir:nisa suresi:
69. Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır. 

Şehidlerin ölmediğini ve ebedi hayatta neler yaptıkları ve Dünya da kiler hakkın da ne düşündükleri ve hissettiklerini bildiren ali ımran suresin de ki ayetler:

169, 170. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler,Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler
 
     171. (Şehitler) Allah'ın nimetine, keremine ve Allah'ın, mü'minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler. 
 
     172. Onlar yaralandıktan sonra Allah'ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükafat vardır. 
 
     173. Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, "İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun" dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!" dediler. 
 
     174. Bundan dolayı Allah'tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir

42- RASÜLE İTAAT EDEN ALLAHA İTAAT ETMİŞTİR.

Bütün müslümanlara ders olacak bu heber kur'anı kerimde defalarca vurgulanmaktadır.
Peygambere itaat etmeden Allaha ataatın mümkün olmayacağı tekrarlanarak Kitab ve Sünnetin birbirini tamamlayan iki ana unsur olduğu belirtilip asla ayırıma ve savsaklamaya müsade edimemektedir.

nisa suresi:80:مَنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ وَمَنْ تَوَلَّى فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا

meali:Kim peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.


Rasülüllaha isyan eden Allaha isyan etmiş olur.Zira Peygamberimimz kendi kafasından hiçbir şey eklemeden
Allahdan aldığı vahyi bizlere aktarmakta ve onun ilk yorum ve tefsirini yapmaktadır.
Rasülümüz bir hadisi şerifin de:ebu hüreyre r.a. naklediyor:
Kim bana itaat ederse Allaha itaat etmiştir.Kim bana karşı gelirse Allaha karşı gelmiştir.Kim benim başınıza diktiğim Amire itaat ederse bana itaat etmiştir,kim Amirime isyan ederse bana isyan etmiştir.

Allaha ve Peygamberine uyma konusun da bir başka ayette cenabı hak peygamberimize hitaben şöyle buyuruyor:ali ımran suresi:31:


De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."


44-HUHAREBE MEYDANIN DA NAMAZ NASIL KILINIR?

İslamın beş şartından birisi namazdır;
Günde beş vakittir,sabah,öğlen ikinidn,akşam ve yatsı namazları.
Peygamberimiz a.s. zamanın da sahabeler arsın da Namazın kılınmaması ve ya kazaya kalması diye bir hadise yoktu.
Yani mutlaka her müslüman beş vakit namazı camide kılardı.
Rasülüllah efendimiz a.s. Savaşlar da ve haccın bazı bölümlerinde cem yani iki namazı beraber kılma olayını yaşamıştır;bunlardan birisi de Hendek savaşında olmuş Müşriklerin aşırı tazyiki sonucu bir namaz vakti geçmiş ve Allaha karşı mehafetinden dolayı Müşriklere lanet etmiştir.İyice sıkışık savaşlar da ve haccın bazı bölümlerinde öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı beraber kılınmıştır.
Bunun dışında Her namaz mutlaka zamanın da ve mani, yoksa cemaatla kılınmalıdır.Allah başta kendim olmak üzere tüm müslümanlara bu şuuru versin diye dua edelim.
Bu kısa girişten sonra islamın namaza nasıl baktığı konusun da Şari yani Allahın bu konuda neler söylediğine bir bakalım:Nisa suresinin 102.ayeti bırakalım namazı kazaya koymayı savaşta nasıl cemaatla namaz kılmamız gerektiğini şöyle emrediyor.

MEALİ:102. (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle 102. (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. İnkar edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah inkarcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

103. Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.
beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. İnkar edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah inkarcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.

103. Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.

45-MÜMİNİN CEVABI;DUYDUK VE İTAAT ETTİK OLMALIDIR.

İslam da emir sahibi üçtür;
1-Allah cc,
2-Rasülülllah s.a.v.
3-Ülül'emr (başta ki idareciler)
işte müslüman bu üç kaynaktan bir emirle karşılaştığı zaman demesi gereken söz,DUyDUK VE İTAAT ETTİK olmalıdır.
Burada üç şeye dikkat edilmelidir.
1-Duyduğu şeye yani aldığı emre bağlılık bildirmek,
2-Bu emrin gereğini yerine getirmek..
3-Alınan emir hakkın da analiz yapmamaktır.
Nur suresi;
51. Aralarında hüküm vermek için Allah'a (Kur'an'a) ve Resülüne davet edildiklerinde, mü'minlerin söyleyeceği söz ancak, "işittik ve iman ettik" demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

52. Kim Allah'a ve Resülüne itaat eder, Allah'tan korkar ve O'na karşı gelmekten sakınırsa, işte onlar başarıyı elde edenlerin ta kendileridir.

 

46-DİN DE ZORLAMA YOKTUR..

Kur'anın son inen ayetleri genellikle Dünyevi ve evrensel mesajlar içerir,bu ayette en son inen ayetlerdendir.
İslamın bütün prensipleri vahy yoluyla ve peygamberimiz aracılığıyla tebliğ edildikten sonra artık insanlara zorla dine sokma diye bir şey yasaklanmaktadır.
İslamı ve onun düsturlarını gaye edinen  erleri ancak islamı bildirmekle yükümlüdürler,anlatırlar,ikna edebilirlerse ederler edemezlerse  kesinlikle zor yoktur.

bakara: 256. Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 

Müslümanın görevi Hakikatı anlatmaktır,asla zora başvurmak değildir.Hidayetten nasibi varsa  mutlaka doğruya ulaştıracaktır.

Ayetin orijinali:لَا إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَدْ تَبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى لَا انْفِصَامَ لَهَا وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ 

47-İNSANIN İSLAM DA Kİ DEĞERİ

Maide:32. Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: "Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir. 

arabca olarak  ayet:مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الْأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاءَتْهُمْ رُسُلُنَا بِال Allah cc ,bütün peygamberlerine  bu gerçeği tescil etmiştir.Hukuki bir ceza karşılığı olanlar hariç kim bir insanı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir.Hukuki durumlar ise  ölüm cezası alanlar olduğunu beyan etmektedir.
Kim de birinin hayatını maddi ve ya manevi oılarak kurtarırsa sanki bütün insanları diriltmiş gibi sevab kazanır.
İslam da hukuk dışı olarak kimsenin kimseye bırakalım öldürmeyi en ufak bir zarar vermeye bile hakkı yoktur.
Bu konu da Rasülüllah efendimiz;Müslüman; insanların elinden ve dilinden zarar görmediği kişidir.
buyurarak bu konu da noktayı koymuştur.
Allahın nezdinde bir insan tüm insanlara bedeldir;öldürmek,hepsini öldürmek,yaşatmak da hepsini yaşatmak gibidir.

48- HZ İSA A.S IN YÜCE DİVANDA VERDİĞİ İFADE

Allah taala hz,bütün peygamberlere aynı iman esaslarını öğretmiş ve insanlara öğrettirmiştir.
Ancak,aradan geçen zaman uzadıkça bunlar insanlar tarafından tahrifata uğramıştır tarihte..
Son Hak din olan islamiyet ise bizzat ımız tarafından korunması deruhde edilmiştir.
Hz muhammedden önce ki Peygamber olan hz isa dan sonra hıristiyanlar ana inanç maddelerinde tahrifat yaptılar.bunlardan en önemlileri:
1-Tirinite,üçleme
2-Haç,hz isanın asılması yalanı
3-Hz isa ve Muhtereme anneleri sıddıka meryem anamızı ilah addetmeleri

Bu günkü bütün hıristiyanlar bu üç yanlışa düşerek hakkaniyetlerini tamamen kaybetmişlerdir.
Şimdi Mahşerde kurulacak olan büyük mahkemede Hz isanın ın bu konuda ki sorgularına ve o büyük peygamberin ifadelerine bakalım:
maide suresi:
116. Allah cc  kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara Allah'ı bırakarak beni ve anamı iki ilah edinin dedin?" İsa da şöyle diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin." 
 
     117. "Ben onlara, sadece bana emrettiğin şeyi söyledim: Benim de Rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk edin (dedim.) Aralarında bulunduğum sürece onlara şahit idim. Ama beni içlerinden aldığında, artık üzerlerine gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeye hakkıyla şahitsin."

Şu anda Dünyadayız ve bu gerçeği göremeyenlerin görmesi lazım,birde görmemekte ısrar eden milyarlarca hıristiyana Kur'an da söylenenlere bakalım:
maide suresi:
72. Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kesinlikle kafir oldu. Oysa Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Kim Allah'a ortak koşarsa artık  ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." 
 
     73. Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler kafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır. 
 
     74. Hâlâ mı Allah'a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler?  çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 
 
     75. Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (Nasıl ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da (haktan) çevriliyorlar


49-BÜTÜN ATEİSTLER AYNI ŞEYİ SÖYLER;BUNLAR ESKİ MASALLAR,MİTLER.

Tarih boyunca Allahın vazifelendirdiği tüm peygamberlere hitabettiği halk;Sen bizi dedelerimizin inancından alıkoyamassın,senin dediklerin eski masallar...demiştir.O kadar mucize ve keramete rağmen bu inadlarını sürdürmüşlerdir.Üzerlerine taş yağmış,toprak yağmış,derelerinden kan akmış,kayalardan develer çıkmış,ağaçlar yerinden yürümüş,Ay ikiye yarılmış ama gene de iman nasip olmamıştır,zira iman bir hidayet meselesidir.ın o kıvılcımı kalblere atması lazımdır.
Kur'an da dokuz ayrı ayette imansızların Allahın gönderdiği ayetlere nasıl 'esatir' mitoloji dedikleri anlatılmaktadır.
en'am suresi:
25. İçlerinden, (Kur'an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, "Bu (Kur'an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil" derler. 
enfal suresi:
31. Onlara karşı âyetlerimiz okunduğu zaman, "Duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler. 
nahl suresi:
24. Onlara "Rabbiniz ne indirdi?" denildiği zaman, "Öncekilerin masalları" dediler. 
müminun suresi:
81. Hayır onlar, öncekilerin söyledikleri sözler gibi sözler ettiler. 
 
     82. Dediler ki: "Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?" 
 
     83. Andolsun, biz de bizden önce atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu öncekilerin uydurduğu masallardan başka bir şey değildir. 
furkan suresi:
5. "(Bu Kur'an, başkalarından) yazıp aldığı öncekilere ait efsanelerdir. Bunlar ona sabah akşam okunmaktadır" dediler. 
neml suresi:
68. "Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."
ahkaf suresi:
17. Anne ve babasına, "Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken, beni tekrar diriltilecek olmakla mı tehdit ediyorsunuz?" diyen kimseye onlar 'a sığınarak, "Yazıklar olsun sana! İman et, 'ın va'di gerçektir" diyorlar, o da, "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diyordu. 
kalem suresi:
15. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der.
muttaffifin suresi:
13. Ona âyetlerimiz okununca, "Eskilerin masalları" der

evet, şimdi ki ateistler de eskikiler de hep bunu söylüyorlar,Allahım gaybe inanmak o kadar mı zor?

50-ANCAK DUYANLAR KARŞILIK VERİR

EN'AM SuRESİ:36.  Ancak,işitenler  çağrıya gelir.  (Kalben) ölüleri ise (yalnızca) Allah diriltir. Sonra da hepsi ona döndürülürler. 

İnsanları islama ulaştırmak ın işdir.Ama islamı tüm insanlara duyurmak müslümanların bir vazifesidir.
Yukarıda ki ayette de buyuruldsuğu gibi,Davete ancak davet edilenler karşılık verir.Bir insan islama çağrılmadıysa,onu duymadıysa ne günahı olabilir?o halde bütün müslümanalar islamı bu internet çağında tüm yasal yollar kullanılarak bütün insanlara ulaştırmak zorundadırlar.
Bu ayetin bir anlamıda şöyledir;Ancak ın hidayeti nasib ettiği kişiler İslam davetine uyar.
Zira Kur'anın bir çok ayetinde hidayetten nasibi olmayanlar için şu tabir   geçmektedir:
bakara,18. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler. 
İslamiyeti Ancak duyanlar anlayabileceğine göre onu duyurmak için azami derecede gayret sarfetmemiz gerekmektedir.
Birde islamı olumsuz anlayışlardan soyutlamamız için örnek bir hayat yaşamamız lazımdır.Yani halimiz ile islam  ve müslümöanlar çok iyidir dedirtmemiz lazımdır.
Bu konu da büyük bir vazife de islam ümmetine,devletlerine,Diyanetlerine düşmektedir ki o da;Dünya da son yıllar da oluşan,islam terör ve islam savaş eşleşmelerinin yanlışlığını kanıtlamak..
Bu konu da,Kur'andan haberlere  sırada ki İslam barış dinidir,maddesini hazırlıyorum.. 

51-İSLAM BARIŞI SAĞLAMAK İÇİN GELDİ

İslam dini Yeryüzünde barışı sağlamak için Allah  tarafından getirilmiştir,zira Onu tebliğle görevli olan peygamberimize hitaben:
Enbiya:107. (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
şimdi düşünelim,Rahmetle savaş bağdaşırmı?

Arabça da Barış,Selam ve selamet kelimeleriyle bir de Sulh kelimesiyle anlatılır,şimdi bu çerçeve de Kutsal kitabımızı bir dolaşalım;
Selam kelimesi ve türevleri kur'an da 133 yerde geçer,bunlardan 42 tanesi Selam kelimesidir,bu da doğrudan barış ve esenlik demektir,ayrıca bilindiği gibi,selam tanıdığımız ve tanımadığımız herkese verilmesi gereken ve emredilen bir ibadettir.
Son yıllar da populer bir sanatçımızın şarkısının başında ve sonunda arabça olarak okunan şu ayet mutlaka dikkatinizi çekmiştir:
Bakara:208. Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslam'a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. 
oriji,nalini merak edenler için:
يَاأَيُّهَا الَّذِينَ ءَامَنُوا ادْخُلُوا فِي السِّلْمِ كَافَّةً وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ

Bu konu da Rasülüllahın a.s. şu sözü hepsini tamamlayıcı ve açıklayıcıdır:
MÜSLÜMAN,İNSANLARIN ELİNDEN VE DİLİNDEN ZARAR GÖRMEDİĞİ KİŞİDİR.
Barış isteyene barışla karşılık vermemizi emreden ayet:
enfal:61. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et. Çünkü o hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Barışta ve islam da dilin dediğini ön planda tutup ona göre muameleyi emreden bir ayet:
nisa:94. Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selâm veren kimseye, dünya hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, "Sen mü'min değilsin" demeyin.  Allah cc katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyle idiniz de  size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). Onun için iyice araştırın. Çünkü  Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. 

İslami kaynakların hiçbirinde Savaşı başlatma emri yoktur,islam ancak devamlı, savunmayı emretmiştir.


52- HZ İBRAHİMİN AllahI BULUŞU;

Bu ayetlerde,hz ibrahim a.s.ın ı nasıl bulduğu anlatılmaktadır.
Burada Hz ibrahim bir sembol olup,asıl ı nasıl bulmak gerektiği anlatılmaktadır.
Zira bütün peygamberlerin geçmişi de temiz ve imanlıdır.
En'am;75. İşte böylece İbrahim'e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun. 
 
     76. Üzerine gece karanlığı basınca bir yıldız gördü. "İşte Rabbim!" dedi. Yıldız batınca da, "Ben öyle batanları sevmem" dedi. 
 
     77. Ay'ı doğarken görünce de, "İşte Rabbim!" dedi. Ay da batınca, "Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse mutlaka ben de sapıklardan olurum" dedi. 
 
     78. Güneşi doğarken görünce de, "İşte benim Rabbim! Bu daha büyük" dedi. O da batınca (kavmine dönüp), "Ey kavmim!" Ben sizin 'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım" dedi. 
 
     79. "Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben 'a ortak koşanlardan değilim." 
Bir çok peygamberin atası olan bu büyük peygamber Tevhid ve Hanif islamın En berrak bir Tebliğcisidir.Onun içindir ki Kuranı kerim de Sapıtmış hristiyan ve yahudilere 'İbrahim de birleşelim,onun anlattığı islam ve tavhidde buluşalım de..diye buyurulmuştur.

53- KARUN,ZEKAT VE MALIN ASIL SAHİBİ

Kur'anda,hz musanın zamanın da yaşayan Dünyanın gelmiş geçmiş en zengin adamı olan Karundan bahsedilir,Hz musa,zekatı vermesini isteyince,o malı ben ilmim ve becerimle kazandım diyen karundan..
Hazinelerinin anahtarlarını büyük bir kalabalığın taşıyabildiği Karundan..Ve peygambere isyanı ve şirki sonucu herşeyiyle yere batırılan Karundan..İbretle okuyalım:
Ksas suresi:
 
     76. Şüphesiz Kârûn, Mûsâ'nın kavmindendi. Onlara karşı azgınlık etti. Biz ona, anahtarlarını (bile taşımak) güçlü bir topluluğa ağır gelecek hazineler verdik. Hani, kavmi kendisine şöyle demişti: "Böbürlenme! Çünkü  böbürlenip şımaranları sevmez." 
 
     77. "Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. 'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü  bozguncuları sevmez." 
 
     78. Kârûn, "Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir" dedi. O, 'ın kendinden önceki nesillerden, ondan daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseleri helak etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Suçlulukları kesinleşmiş olanlara günahları konusunda soru sorulmaz (Çünkü  hepsini bilir). 
 
     79. Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, "Keşke Kârûn'a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir" dediler. 
 
     80. Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, "Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara 'ın vereceği mükafat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur" dediler. 
 
     81. Sonunda onu da, sarayını da yerin dibine batırdık. 'a karşı ona yardım edebilecek adamları da yoktu. Kendisini savunup kurtarabileceklerden de değildi! 
 
     82. Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, "Vay! Demek ki , kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış.  bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak" demeye başladılar.


54-HZ NUH A.S. DÜNYA DA 950 SENE YAŞADI:

Dünya yaşlandıkça,insanların da yaş ortalamasının azaldığı bir gerçektir.
Hz Ademden günümüze kadar bu oranlama süre gelmiştir diyebiliriz.Bunda tüm kimyasallardan uzak doğal bir besin zincirinin de önemi büyüktür,şüphesiz.
İmanın esaslarının akla uyması,uymaması gibi bir düşünce olamaz,bir müslüman hiç bir şey yapmasa da ın gönderdiği peygamberlere ve kitaplara  harfiyyen uysa ve inansa ın rahmetinden mutlaka nasibini alır.
Ankebut suresi:14. Andolsun, biz Nûh'u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tûfan kendilerini yakalayıverdi. 
 
     15. Biz de onu (Nûh'u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık.


55-YERYÜZÜN DE GEZMEK

Kur'anı kerimi okumak ve anlamak lazım,o bize ne diyor bir bakmak lazım..
Mesela o kutsal kitabımızın bir çok ayetinde Dünyayı gezin..dediğini,geçmiş ve helak olmuş kavimlerin yurt ve harabelerine bakın buyurduğunu biliyormuyuz?
Ayetlerde seyahat edenlerin övüldüğünü,İman etmeyen kavimlerin sonunu görmek için seyahat etmek lazım geldiğini vb görelim;
tevbe:
112. Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler,seyahat edenler, oruç tutanlar, rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve 'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri müjdele. 
fatır44. Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha da kuvvetli idiler. Ne göklerde ve ne de yerde 'ı aciz bırakacak hiçbir şey vardır. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.
Ayrıca 15 ayeti kerime de gezmemiz ve ibretle bakmamız emir ve tavsiye edilmektedir.

This website was created for free with Own-Free-Website.com. Would you also like to have your own website?
Sign up for free