Ehli Kitab’a Son Sözler
 

Son İlahi vahy ve sözler olan Kur’anı kerim, Ehli kitaba aşamalı olarak hidayet yollarını göstermiştir. 13 yıl Mekke’de, 10 yılda Medine’de olmak üzere 23 yılda inişi tamamlanan yüce kitabımız, Ehli Kitab’a yani Hıristiyan ve Yahudilere çok önemli mesajlarla davette bulunmuştur.
 
Tüm Peygamberleri gönderen ve tüm kitapları onlara vahyederek İnsanları aynı Tevhide imana çağıran Allah cc, son peygamber zamanında var olan ehli imanı ve tüm insanları son kitabına imana ve son peygamberine uymağa çağırdı.
 
 M 610 yılında Dünyanın tam merkezi olan Mekke şehir devletinde Hz İbrahim’in tebliğ ettiği imanı yaşayanlara Hanifler, Hz İsa’ya tabi olanlara Hıristiyanlar, Hz Musa’ya tabi olanlara Yahudiler, putlara tapanlara ise Müşrikler deniyordu.
 
Kur’anın birçok yerinde tüm insanlara gönderilen son peygambere iman edilmesi, aksi halde kurtuluşun mümkün olmayacağı vurgulanmaktadır.
 
Ehli kitap ise peygamber nedir, ayet, vahiy nedir yakından bildiklerinden onlara daha farklı bir davet metodu sergilendiğini görüyoruz. Bu Metodu Mekke de inen ayetlerde müjde ve çağrı ağırlıklı, Medine de inen ayetlerde ise uyarı ve kesin çizgilerle sonuçlar şeklinde görebiliyoruz.
 
Tüm peygamberlere olduğu gibi Son peygambere de bütün insanların iman etmesi beklenmez, bu zaten birçok ayette dile getirilerek peygamberimize “ruhunu sıkıntıya sokmaması “ emrediliyor. Ancak tevhide ve Allaha iman ettiğini iddia eden tüm insanların bütün peygamberleri ve tebligatını kabul etmesi gerekir. Zira Tevhitte ve İmanda ara sınıf ve asgari/azami kurtuluş sistemleri yoktur.
 
Bu gerçeği beyan eden ayetlerden birisini dikkatle inceleyelim ve esas konumuza ait ayetlere bakalım;
 
İMANLA KÜFÜR ARASINDA YOL YOKTUR
 
 Nisa 150,151. “Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkar ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kafirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.”
 
Bu Yazımızda, Ehlikitaba hitaben inen ve onlara Allahın kesin çizgilerle Dünya ve ahirette ki yerlerini beyan eden ayetlerden bazılarını vermeğe çalışacağız inşallah.
 
 “SİZE ELÇİMİZ  MUHAMMED GELDİ TEBLİĞ ETTİĞİ KUR’ANA UYUN!”
 
Maide 15. “Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir.”
 
19. “Ey kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada “Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı” demeyesiniz diye, işte size (hakikatı) açıklayan elçimiz (Muhammed) geldi. (Evet,) size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.”

 
“MEREYEMOĞLU İSA  RABDİR DİYENLER İMANSIZDIR”
 
Maide, 17. “Andolsun, “Allah, Meryemoğlu Mesih’dir”, diyenler kesinlikle kâfir oldular.  De ki: “Şâyet Allah, Meryemoğlu Mesih’i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah’a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
 72. “Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kafir oldu. 18 Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.”

 
“ ALLAH 3’ ÜN 3.SÜDÜR DİYENLER İMANSIZDIR”
 
73. “Andolsun, “Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler kafir oldu. Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkâr edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır.”
 Nisa, 171. Ey Kitap ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryemoğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı (emriyle onda var ettiği) kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine iman edin, “(Allah) üçtür” demeyin.  Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah ancak bir tek ilahtır. O çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. Vekil olarak Allah yeter.
 
“KUR’ANA İNANMADIKÇA HİÇBİR ŞEY DEĞİLSİNİZ”
 
68. De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.”
 
41. “Elinizdeki Tevrat’ı tasdik edici olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Onu inkâr edenlerin ilki olmayın. Âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin ve bana karşı gelmekten sakının.”

 
HER PEYGAMBERE VE BÜTÜN İLAHİ KİTAPLARA İMAN ETMEDİKÇE KURTULUŞ YOKTUR!
 
Nisa 150,151. “Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, “(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkar ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kafirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.”
 98. “Her kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikail’e düşman olursa bilsin ki, Allah da inkâr edenlerin düşmanıdır.”


            ABD de Yakılan Kur’an Ayetleri Ne anlatıyor?

       Dünyada Din savaşları bitti bitiyor derken büyük bir kıvılcım atıldı ortaya, İkiz kulelerin vurulduğu gün olan  11 Eylül'ü “Kuran yakma günü” ilan ettiler.
                Hal bu ki, Dünyada hiçbir Müslüman Devlet, Hükümet  ve hiçbir İslam âliminin tasvip etmediği o olay tüm Müslümanlarca da İslam’a zarar verdiği gerekçesiyle hoş karşılanmamıştır.

                      Haber ve gelişmeler şöyle;

             ABD'nin Florida eyaletinin Gainesville kentinde 11 Eylül'de (2010) Kur'an-ı Kerim'in kopyasını yakacağını açıklayan Rahip Terry Jones, planından vazgeçtiğini duyurmasından birkaç saat sonra planı tekrar gözden geçirmeye mecbur kalınabileceğini belirtti. Jones, Kuran yakmaktan vazgeçtiklerini beraber açıkladığı Florida İslam Toplumu İmamı Muhammed Mısri'yi de yalan söylemekle suçladı.
                 Bu açıklamadan sonra  Kur'an-ı Kerim kopyaları  yani bazı sayfaları ABD'deki radikal bir grup tarafından yakıldı. Hem de Miting havasında, dalgalandırıcı bir biçimde. Bu hareketin benzerine Dünya tarihinde rastlanmış değildir.
       Değil Semavi ve İlahi kaynaklı Kutsal kitaplar, Hind, Şinto ve Buda kutsallarına bile dokunulduğu vaki değildir.

           Biz İnsanlara ne oluyor? Kuduruyor muyuz? Çıldırıyor muyuz? Kıskançlıktan çatlıyor muyuz? Yanlışta, siyasi ve ırki kaygılar uğruna kendimizi neden sabitlemeye çalışıyoruz?

          Orta çağda yapılan Haçlı seferleri gibi Din savaşları zamanımızda eskisi gibi kalmaz bilmiş ol ey insanoğlu! Trilyonlarca Dolarlık harcamaların yapıldığı Elektronik ve Nükleer bir çatışma artık ölüleri sayma işlemini de bitirir ve İnsanlığında sonu olur. Kim bilir? Belki Kıyamet de bu şekilde İnsan eliyle koparılmış olur.

              HIRİSYİYANLARIN VE YAHUDİLERİN DERDİ NE?

              İletişimin sınırları ortadan kaldırdığı zamanımızda artık herkes her şeye ve her bilgiye ve bütün kutsal kitaplara bütün dillerden ulaşabiliyor.  Kutsal kitapların satışlarını Bestsellerden bile saymıyorlar, zira onların satışı rakamsal olarak zor ifade ediliyor.

             İletişimin zamanımızda ki en büyük göstergesi olan İnternet Çağdaş Dünyada hemen hemen tüm yetişkinlerin elinin altındadır. Düşünme yetisini kaybetmeyen İnsanlar hele hele Okumuş ve okuyan tüm Entelektüeller İnterneti kullanıyor ve merak ettiklerine oradan ulaşabiliyor.

          İşte İslam’ın Ana kaynağı olan Kur’anda “Ehli Kitap” olarak adlandırılan yukarıdaki iki sınıf insanın derdi burada başlıyor; zira Dünyada İnternet kullanıcılarının en fazla İngilizce tıklanan sayfaların başlarında “ Kur’an” siteleri gelmektedir. Ya birde bu 100 Milyonlarca kullanıcı etkilenirse ne olur? O zaman AB ve ABD nin korktukları başlarına gelir ve İnsanlık son peygamberle tanışmış olur. Tanışınca da Müslümanlar Dünyada bir numara söz sahibi olurlar.
Ama korkmaya gerek yok, korkunun da ecele faydası yok, artık orta çağda yaşamıyoruz ve Tüm insanlar her şeyi her an görsel olarak izleyebiliyor ve doğru yargıya ulaşabiliyor. Yeter ki ön yargıları kırsınlar ve araştırsınlar.

             Şimdi okuyan “Ehli Kitabı” etkilememesi imkânsız olan Amerikalıların yırtarak yaktıkları O Kur’an ayetleri ne diyor ibretle okuyalım ve başımızı iki elimizin arasına alarak düşünelim.

 “ EY HIRİSYİYANLAR VE YAHUDİLER SON UYARICIYA  İMAN EDİN!”

             Nisa,47. “Ey kendilerine kitap verilenler! Bir takım yüzleri silip de tersine çevirmeden, yahut Cumartesi halkını  lanetlediğimiz gibi onları lanetlemeden, yanınızda bulunanı (Tevrat’ı) doğrulayıcı olarak indirdiğimiz bu kitaba (Kur’an’a) iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir.”

            Maide; 19.” Ey kitap ehli! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada “Bize ne müjdeleyici bir peygamber geldi, ne de bir uyarıcı” demeyesiniz diye, işte size (hakikatı) açıklayan elçimiz (Muhammed) geldi. (Evet,) size bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla gücü ye
  KUR’AN TEVRATI VE İNCİLİ DOĞRULAYAN VE ONLARI KAPSAYAN BİR MESAJDIR”

           
   48. “(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.”
 HIRİSYİYANLAR VE YAHUDİLER; MÜSLÜMANLAR TEVRAT VE İNCİLE DE SAYGILI VE İNANÇLI OLDUKLARI İÇİN HAZMEDEMEZLER

          59. “De ki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilahi kitap)lara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz
 HZ MERYEM VE HZ İSANIN KİMLİKLERİNİN EN  DOĞRU HALDE KUR’ANDA GEÇMESİ SAPIK İNANÇLILARI RAHATSIZ ETTİ

         
72.” Andolsun, “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir” diyenler kesinlikle kâfir oldu.  Oysa Mesih şöyle demişti: “Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa artık Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.”
 
                   73. Andolsun, “Allah üçün üçüncüsüdür” diyenler kafir oldu.  Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır.
 
                  74. Hâlâ mı Allah’a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
 
                 75. Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (Nasıl ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, nasıl da (haktan) çevriliyorlar.
 İMANINI TAMLAYAN HIRİSYİYANLAR VE YAHUDİLERİN SÖZLERİNİN YENİ KAYIPLARA YOL AÇMASINDAN SON DERECE RAHATSIZ OLURLAR.

         82. “(Ey Muhammed!) İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler ile Allah’a ortak koşanlar olduğunu görürsün. Yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da “Biz hıristiyanlarız” diyenler olduğunu mutlaka görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. Onlar büyüklük de taslamazlar.”

 83. “Peygamber’e indirileni (Kur’an’ı) dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. “Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizi şahitlerle (Muhammed’in ümmeti) ile20 beraber yaz” derler. “
84. “Rabbimizin, bizi Salihler topluluğuyla beraber (cennete) koymasını umarken, Allah’a ve bize gelen gerçeğe ne diye inanmayalım?”

                         Ey Hıristiyan ve Yahudiler!

            Dünyevi kaygılarla son peygamber ve son ilahi kitaba imanınızı eksik yaparak Ahretinizi tehlikeye atmayın. Zira bu konuda karar kesin ve Allah’ındır;

 “ EY HIRİSYİYANLAR VE YAHUDİLER  TEVRATI, İNCİLİ VE KUR’ANI HAYATINIZA SOKACAKSINIZ”

         
66. “ğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur’an’ı) gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!”
 68.” De ki: “Ey Kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.” Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur’an onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.”



             FAİZ YIKAR,ZEKAT KATLAR

Ah bir anlayabilsek,Allahım bizi bu firasetten ve senin ayetlerini anlamaktan mahrum etme..

Rum:39. İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, katında artmaz. 'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.

Zekat vermek Kur'anı kerimde,Allaha ödünç para vermek tabiri ile de geçer.Ve o ödünç paranın Dünya da iken mala nasıl yansıdığını ve kat kat iade edildiğini şu ayetler çok güzel anlatıyor:
Hadid:11. Kim 'a güzel bir borç verecek ki, da onu kendisine kat kat ödesin. Ona çok değerli bir mükafat da vardır.
Teğabün:17. Eğer siz 'a güzel bir borç verirseniz onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. şükrün karşılığını verendir, Halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
Bütün müslümanlar şuna inanmalı ki;Faizle kazanılan para,yani insanlara para satarak parasını artırdığını sanan kesin aldanmaktadır,zira o para Allak katında da gerçekte de artmaz,sahibini iflah etmez.
Zekatı verilen bir mal ise katında sevab olarak ta Dünya da mal olarak ta katladıkça katlar.İşte yukarıda ki ayet bu hakikatı çok açık bir biçimde anlatıyor


66-MÜMİNLERE YARDIM ETMEK,Allah CC ÜZERİNE BİR HAKTIR

Rum suresi:47. Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.

Müslümanlar Allaha olan vazifelerini ifa ettikleri müddetçe onun yardımı mutlaka gelmektedir.
Dünyanın şu yaşlanmış günlerinde bu gün yeryüzüne bakıp müminlerin halini/halimizi bir inceleyince hepimiz ,nerede ımn yardımı diye,feryad ederiz,gerçekten müslümanların ilahi yardıma en fazla muhtaç oldukları bir Dünya da yaşamaktayız.
Tarihte çok sıkıntılı dönemler yaşanmış,hele kimsenin Tevhidi bilmediği toplumlara gönderilen peygambereler en büyük zorluklara göğüs germişlerdir.Cenabı hak onlara da devamlı olarak şöyle buyurmuştur:

Bakara:214. Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki 'ın yardımı pek yakındır.
Saff:13. Seveceğiniz başka bir kazanç daha var: 'tan bir yardım ve yakın bir fetih (Ey Muhammed!) Mü'minleri müjdele!

Allah cc,yardımının mutlaka müminlere erişeceğini anlatıyor.Ancak müslümanlara bu konuda bir şart koşuyor,yani yardımın ulaşması için bir şart..

Muhammed suresi:7. Ey iman edenler! Eğer siz Allah 'a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır

evet!!bu şart üzerinde epey düşünmemiz gerekmektedir.Eğer bu şartı yerine getirirsek Tekrar Dünya da söz sahibi mutlaka müslümanlar oalcaktır.
67-MÜSLÜMANLAR EN ÜSTÜN TEKNOLOJİYE SAHİP OLMALI

İslamiyet ana kaynağı olan Kutsal kitabımız da savaşı emretmez ama düşmana karşı en üstün silahları edinip,hazırlanmamızı emreder.
enfal suresi:
60. Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah cc  yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.

İslam alt olamaz,müslüman zillet ve miskinliğe mahkum oLamaz,islam en üstündür o halde müslümanlar da en üstündür.
Bu ayette Allah cc,düşmana karşı gücünüz yettiğince hazırlanın buyuruyor ve o günün en önemli savaş aracı olan Atlarla düşmandan mutlaka üstün olmamızı emrediyor.
Bu gün ise bu savaş araçları Tank,Uçak ve Nükleer silahlardır.Her müslüman ülke mutlaka en modern silahlarla düşmana hazır olmalıdır.Düşmanlarımız bizleri Konvansiyonel silahlarla avutarak kendileri Yıldız savaşları geliştirmektedirler.
Biz bir silah yapmaya kalksak;durun biz sixe unun maliyetinin yarısına veriririz diyerek bizlerin elini bağlamaktadırlar.
Bunun için mutlaka düşmanlara Ekonomik bağımlılıktan kurtulmamız lazımdır,aksi halde müslümanlara onlar modern silah yaptırmazlar.
Dünya da bütün güçlü Ülkelerin Nükleer silahı bulunurken bir kaç müslüman ülkenin bırak silahını bu silahın hammaddesini bile bulundurmasına rızaları yoktur ve bunun için savaşmaktadırlar.
Bu durumun mutlaka müslümanlar lehine değişmesi gerekir,bunun yoluda en üstün teknolojiyi kullanarak en üstün silahlarla savaşa hazır olmaktır.
Kendi dışımızda gayri müslim hiçbir ülkeye gebe olmamak için ekonomik yönden en büyük Türkiye için çalışmamız gerekmektedir.

68-EVREN ALTI GÜNDE YARATILDI

Varlık Aleminin 6 günde yaratıldığını duymayanımız ve bilmeyenimiz yoktur.bu konuda ki ayetleri bir arada toplamağa çalışalım;Secde suresi;

  قُلْ أَئِنَّكُمْ لَتَكْفُرُونَ بِالَّذِي خَلَقَ الْأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ وَتَجْعَلُونَ لَهُ أَندَاداً ذَلِكَ رَبُّ الْعَالَمِينَ
 
10. وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ مِن فَوْقِهَا وَبَارَكَ فِيهَا وَقَدَّرَ فِيهَا أَقْوَاتَهَا فِي أَرْبَعَةِ أَيَّامٍ سَوَاء لِّلسَّائِلِينَ     
 
11. ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاء وَهِيَ دُخَانٌ فَقَالَ لَهَا وَلِلْأَرْضِ اِئْتِيَا طَوْعاً أَوْ كَرْهاً قَالَتَا أَتَيْنَا طَائِعِينَ     
 
12. فَقَضَاهُنَّ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ فِي يَوْمَيْنِ وَأَوْحَى فِي كُلِّ سَمَاء أَمْرَهَا وَزَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَحِفْظاً ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ 
9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.

10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.

11. Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.

12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm 'ın takdiridir.

Kur'anı kerimde Evrenin altı günde yaratıldığı yukarıda ki ile birlikte  sekiz ayette anlatılmaktadır,aşağıya diğer  yedi ayeti de naklediyoruz;

Araf suresi,54:نَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَثِيثًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِأَمْرِهِ أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَم

Meali;Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan 'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi  ne yücedir!

Yunus suresi;3:نَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Mealı: Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden 'dır. Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte O Rabbiniz 'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâla düşünmüyor musunuz

Hüd suresi 7:وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَلَئِنْ قُلْتَ إِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلَّا سِ

Meali:O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.

Furkan 59:الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ الرَّحْمَنُ فَاسْأَلْ بِهِ خَبِيراً

Meali:Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor.

Secde s.4:اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُم مِّن دُونِهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ

Meali:Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri altı günde (devirde) yaratan, sonra arşa istivâ eden 'tır. O'ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçınız vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?

Gaf s. 38:وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِن لُّغُوبٍ

Meali:Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.
Burada Yahudilerin,Allah altı günde yarattı,cumartesi günü istirahat etti gibi bir saçma inanca cevab vardır; cc asla yorulmaz.

Hadid suresi 4:هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ السَّمَاء وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

Meali:O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'ın üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.  yaptıklarınızı görür.

69-1400 Yıl önce ki Materyalistler

Kur'anı kerim  bizlere 1400 yıl önce ki Maddeci-Materyslistlerin inananlara sarfettikleri üç Sözü anlatıyor;
1-Bizi Doğa yarattı,Doğa yok edecek
2-Hayat bu hayattır,yaşamana bak
3-Gidenlerden, geri gelen mi var?

Aşağıda Casiye suresi 23-27 arası ayetler bize Bu günkü Materyalistlerle 1400 sene öncekilerin hiç farketmediğini gösteriyor.

أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ     
 
24. وَقَالُوا مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَا إِلَّا الدَّهْرُ وَمَا لَهُم بِذَلِكَ مِنْ عِلْمٍ إِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ     
 
25. وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمْ إِلَّا أَن قَالُوا ائْتُوا بِآبَائِنَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ     
 
26. قُلِ اللَّهُ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يَجْمَعُكُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لَا رَيبَ فِيهِ وَلَكِنَّ أَكَثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ     
 
27. وَلَلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرضِ وَيَومَ تَقُومُ السَّاعَةُ يَوْمَئِذٍ يَخْسَرُ الْمُبْطِلُونَ 

Mealleri:
23. Hevâ ve hevesini tanrı edinen ve 'ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu 'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız?

24. Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.

25. Onlara açıkça âyetlerimiz okunduğu zaman: Doğru sözlü iseniz atalarımızı getirin, demelerinden başka delilleri yoktur.

26. De ki: Allah cc  sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde biraraya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler.

27. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Kıyametin kopacağı gün var ya, işte o gün bâtıla sapanlar hüsrana uğrayacaklardır.

Kadınlara Seçme Hakkı islamla beraber başlar

70-Kadınlara Seçme Hakkı islamla beraber başlar.Halbu ki batılılar bunu daha 20.yüzyılda verdiler,o zamana kadar kadınları şeytan  ve ya gayriinsani bir varlık olarak addediyorlardı.
İslamiyetin getirdiği Biat müessesesi bunun kanıtıdır,erkeklerle beraber Seçilecek ve ya seçilen kişiye Biat etme yani onunla el sıkışarak onaylama keyfiyeti kadınlara da emredilmiştir.
Mümtehıne suresi 12 ayete bakalım:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا جَاءكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَن لَّا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئاً وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ أَوْلَادَهُنَّ وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْصِينَكَ فِي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

Meali alisi:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah cc, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Bu olay Rasülüllah efendimizin Medineye hicretleri sırasında Akabe biatlarıyla başlamış ve  yukarıda ki şekilde Kadınlardanda Biat alınmıştır.Halifelerin seçimleri ise bizatihi bir İntihab=seçim şekliyle olmuş ve kadınlar hiç dışarıda bırakılmamıştır.
İşte İslamın 1400 yıl önceki İnsan hakları beyannamesinin bir maddesi de budur.

71-2 İyi,2 kötü örnek

Hidayet,doğruya iletmek demektir,İnsanlara doğru yolu göstermek ise Peygamberlerin vazifesidir.
Hidayete erdirmek ise sadece Allahın bir sıfatıdır ve bu kelimenin insanlar için,mesela  Falanca bana doğruyu gösterdi,gibi,kullanılması ise tamamen mecazi anlam taşır.
Mesela Gasas suresi 56.ayette,hidayete erdirmek  ancak Allaha aittir manasında şöyle buyurulur;
Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah cc , dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O doğru yola gelecekleri daha iyi bilir.
Mecazi anlamda Peygamberlerin Hidayete erdirmesini  yani doğru yolu göstermesini ise Şura suresi 53.ayette şöyle izah buyuruyor;
İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap)
vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah'a döner.
Evet, Peygamberler bile istediği kişiyi hidayet edememektedir.
Rasülüllah efendimizin amcası Ebu talibe ne kadar istekli olduğu ama bu hidayetin mümkün olmadığı malumdur.Hatta bir ayette de,ne kadar hırsla istese bile insanların  çoğunun Hakkı kabule yanaşmayacağı da vurgu yapılır;Yusuf suresi:103.ayet;
Sen ne kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak değillerdir.

Şimdi düşünme zamanı diyelim ve şöyle bir Beyin jimnastiği yapalım;Bizler müslüman bir ülkede müslüman ana-babadan doğarak Hidayeti kolayca sahiblendiğimizi,Müslüman olmayan bir ülkede müslüman olmayan ana-babadan olan insanların ise şanssızlıklarına küsmeleri gerektiğinimi varsayalım?Hayır asla böyle bir zulüm Allaha isnad edilemez,o Zatı ecelli ala,Kalblere hidayeti atandır,nerede olursa olsun Ezeli kabiliyeti ve İradesi  olanlara onu mutlaka taddıracaktır.
Bu madde de sizlere Kur'andan aktaracağım Tahrim suresinin son üç ayetini ibretler inceleyelim ve Hidayetin nasıl bir ilahi ve iradi bir nasib olduğunu izleyelim.
Bu ayetlerde Kocaları Peygamber olduğu halde İmana yanaşmayan iki kadından...birde Kocası Firavn olduğu halde iman eden bir kadınla etrafı imansızlarla örülü ama tek başına imanı haykıran bir başka kadından sözedilir;
10-Allah cc, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları,Allah 'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi.     
 
11. Allah cc, iman edenlere ise, Firavun'un karısını örnek gösterdi. Hani o, "Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!" demişti.     
 
12. Allah cc, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem'i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.

Evet kardeşlerim şimdi anlamaya çalışalım,bu kadar açık,güneş gibi parlak Mucizelere,elle tutulur gözle görülür delillere,Evrende ki Kur'anda ki ve Kendi içimizde ki ayetlere rağmen inkar da ve inananlara zulümde ısrar edenleri..bu nasıl anlamak olacaksa tabi..

     

This website was created for free with Own-Free-Website.com. Would you also like to have your own website?
Sign up for free