56- HER BAHAR DÜNYA YENİDEN İNŞA EDİLİR
Şu bahar günlerinde etrafımıza bir baktığımız da her şeyin yeniden hayat bulduğunu ve Yeni bir dönem için harekete geçtiğini görürüz.
Tüm canlılar ısınır ve yeraltındakiler bile yukarı çıkarak bir eş aramaya başlar ki Dünya da ki nüfusu sürsün..
Kuşlar,Kurtlar,Böcekler ve her canlı yavrulamak ve üremek peşine ın verdiği bir iç güdü ile takılır.
Ağaçlar bitkiler ve bizim cansız mı canlım diye tartıştığımızlar bile tohum üretimine ve etrafa yayılmaya çalışır.
İşte bu ilk bahardır,İşte bu AAllahın Ahirette yapacakjlarının ve dirilişin bura da ki örneğidir.
Şimdi konuyla alakalı ayetlere bakalım:
ankebut:19. Onlar, Allah'ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığını, sonra onu nasıl tekrarladığını görmüyorlar mı? Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır.2
20. De ki: "Yeryüzünde dolaşın da Allah'ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakın. Sonra (aynı şekilde) sonraki yaratmayı da yapacaktır. (Kıyametten sonra her şeyi tekrar yaratacaktır) Şüphesiz 'ın gücü her şeye hakkıyla yeter."
abese;24. Herşeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
25. Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
26. Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık!
27, 28, 29, 30, 31, 32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.
yunus:4. Hepinizin dönüşü ancak onadır. bunu bir gerçek olarak vadetmiştir. Şüphesiz o başlangıçta yaratmayı yapar sonra, iman edip salih ameller işleyenleri adaletle mükafatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder. Kafirlere gelince, inkar etmekte olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içki ve elem dolu bir azap vardır.
Araf: 57. O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde (yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz.
Rum suresi: 50. 'ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki, o ölüleri de elbette diriltecektir. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Ahiretin nasıl olacağını merak edenlere bir çok ayetinde Allah cc,Dünya da ki bu diriliş öyküsüne bakmamızı salık vermektedir.
57-İSLAM;AF VE HOŞGÖRÜYÜ ÖN PLAN DA TUTAR;
Hep böyle deriz de bir türlü insanları yanlış saplantılarından alıkoyamıyoruz,islamı anlaşıldı ki tam anlayamıyor ve anlatamıyoruz.Şimdi af ve hoşgörü ile ilgili yüce kitabımızda kısa bir seyahata çıkalım;
Af=Bağışlama;kökenli kelime sayısı;35
Safh=Hoşgörü;kökenli kelime sayısı,8
Bu ayetlerden bazıları;
Bakara:109. Kitap ehlinden bir çoğu, hak kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Siz şimdilik, onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar affedin, hoşgörün. Şüphesiz , gücü her şeye hakkıyla yetendir.
Teğabün:14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Nur:22. İçinizden varlık ve servet sahibi kimseler yakınlarına, düşkünlere ve yolunda hicret edenlere (kendi mallarından bir şey) vermeyeceklerine yemin etmesinler. Onlar affetsinler, vazgeçip iyi muamelede bulunsunlar. 'ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Zuhruf:89. Şimdilik sen onları hoş gör ve "size selam olsun" de. Yakında bilecekler.
Maide:13. İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü iyilik yapanları sever.
Ali ımran:9. 'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için 'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık 'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz , tevekkül edenleri sever.
A'raf:199. Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.
Bu ayetlerden en iginci de Bakara suresi 119 da geçen soru ki;'..sana insanlara ne verelim diye sorarlar,de ki af verin..'
58-NAMAZ İNSANI BÜTÜN KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOR;
öNCE bu ilahi haberi görelim:Ankebut suresi:45. (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. 'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. yaptıklarınızı biliyor
NAMAZ İNSANI BÜTÜN KÖTÜLÜKLERDEN HAYASIZLIKLARDAN ALIKOR;
Eğer bu ilahi düstura rağmen namaz kılan müslüman hala insanları kandırır,yalan söyler,büyük günah işler ve kötülük yaparsa doğru namaz kılmadığına emin olabilirsiniz.
İslamın direği mesabesinde addedilen namaz hakkında Kurân da sayısal bir tura ne dersiniz?
Salat=Namaz kökenli kelime ,103
Namazın kılınmasını emreden ayet,67
Namazın Zekatla beraber emredildiği ayet sayısı 37
59-İMANIN DA FAYDA ETMEYECEĞİ AN...
En'am:158. (Ey Muhammed!) Onlar (iman etmek için) ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbi'nin gelmesini ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabbi'nin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye (o günki) imanı fayda vermez. De ki: "Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz."
Bu habere dikkatle bakalım:
1-insanlar Allaha ve peygamberlere inanmak için illa da bir mucize aramamalı
2-İnsan bir gün gelir öyle mucizeler görür ki yeni iman edenlerin bu imanı kabul edilmez
Bu ayeti tefsir eden rasülüllah efendimiz s.a.v. ebu hüreyre r.a.nini naklettiği hadisi şerifinde şöyle buyuruyor.KIYAMET GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KOPMAZ.GÜNEŞİN BU HALİNİ GÖREN HERKES MÜSLÜMAN OLUP İMAN EDER.AMA KABUL EDİLMEZ.İŞTE BU GÜN,İMANIN KABUL EDİLMEDİĞİ O GÜNDÜR.
Evet,imanın aslı gaybe imandır,illa da bir melek görmek ve ya ın mucizelerini görmeyi beklememek lazım iman etmek için..
Allah,kendisine,peygamberlerine ve onların getirdiklerine kayıtsız ve şartsız bir iman istemektedir.
60-CAMİLERE EN YENİLERLE VE EN TEMİZ OLARAK GİTMEK
ARAF:31. Ey Ademoğulları! Her mescitde ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez.
İSLAM dini temizliği esas alan ve her ibadet öncesi onu şart koşan bir dindir.
Camilere ve mescidlere giderken de en yeni ve temiz olarak giyinmemizi,süsleniyorsak buralara giderken bunu da en mükemmel olarak yapmamızı emrediyor.
Müslümanlar kesinlikle ın mabedlerine giderken iş elbiseleriyle gitmemeli.
Camilerin etrafında hatta hiçbir yerde yerlere tükürmemeli.
Görmek istemediği halleri başkasına o da göstermemeli.
Güler yüzlü olmalı,sempatik davranmalı ve selam vermeli.
Etrafındakilere korku değil güven telkin etmeli.
61-EHLİ KİTAB(HIRİSTİYAN VE YAHUDİLER)LA NASIL TARTIŞMALI?
Bu insanları,hatta müslümanları anlamakta bazan zorlanıyorum;Mesela bir Dinlerarası diyalog konusu var,Müslüman okumuşları(entelijansiya)ikiye ayrılıyorlar bu mevzuda..
1-Dinlerarası diyalog ,asla olamaz.
2-Dinlerarası Diyalog mutlaka lazımdır.
Ardından birbirlerine onmadık laflar etmek,aman ALLAHım!!bizi ıslah eyle..
Buyurun bakalım..
Ya hu kardeşim bunun ortası yolmu?Neden bir tabu gibi saplanıp kalıyorsun,senin önünde Kur'an yokmu?ona da bir baksana bu konu da ne diyor?
illa kulaktan dolma,önyargılarlamı hareket etmek zorundasın? Şu ayete dikkatle bakalım..başka yorum yapmıyorum:
Ankebut:46:KİTAB EHLİYLE EN GÜZEL TARZ DA TARTIŞIN VE DEYİN Kİ;BİZE İNDİRİLENE DE SİZE İNDİRİLENE DE İNANDIK.TANRINIZ VE TANRIMIZ BİRDİR.BİZ DE ONA TESLİM OLANLARIZ.
62- PEYGAMBERİMİZ s.a.v,NEDEN OKUMA YAZMA BİLMİYORDU?
Bunun nedenini bize açıklayan bir ilahi mesaja bakalım:
Ankebut suresi:48:EY MUHAMMED!!! SEN BUNDAN ÖNCE BİR KİTAB OKUMUYORDUN,ELİNLE DE ONU YAZMIYORDUN.ÖYLE OLSAYDI,O ZAMAN AllahIN AYETLERİNİ BOŞA ÇIKARMAYA ÇALIŞANLAR KUŞKULANIRLARDI.
Bu ilahi haberden çıkan sonuçlar:
1-Peygamberimiz a.s,Kur'anı kerim nazil olurken okumayı ve yazmayı bilmiyordu.
2-Bu sebeble kendilerine ÜMMİ=ANADAN DOĞDUĞU GİBİ,DENMİŞTİR;
Araf. 157. Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber'e uyanlar (var ya), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.
3-Eğer bilgin ve filozof birisi olsaydı,insanlar uydurduğunu sanıp daha beter bir yanlışa düşerlerdi.
63-DÜNYA HAYATI,OYUN VE EĞLENCEDEN İBARETTİR;
Yukarıda ki sözlerin geçtiği ayet:
Ankebut:64. Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!
Dünya hayatının Oyun ve eğlenceden ibaret olduğu dört ayrı ayeti kerime de vurgulanmaktadır.Diğer üçü de aşağıya çıkarılmıştır.
En'am:32. Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?
Muhammed suresi:36. Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız size mükâfatınızı verir. Ve sizden mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez.
Hadid:20. Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada 'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.
Dünya hayatı insanlar için,mal,evlad,yemek,içmek,gezmek,derken tam anlamıylşa bir oyun ve eğlencedir,bunu ımız defalarca anlatıyor.
O halde müslümanlar,Bu oyuna bazan ara verip Yaratıcıya kulak vermelidir.O yaratıcı her gün müminleri ezanla namaza çağırmaktadır.Mutlaka her çağrıya uyup en fazla on dakika oyuna ara vermeliyiz.
Böylece diğer çağrılara da kulak vererek Büyük ve sonsuz ahiret yurdunu kazanmak elimizdedir.Hem de oynaya oynaya..
--------------------------------------------------------------------------------
64-İSLAM,BİR FITRAT DİNİDİR
Rum suresi:30. (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.
Allah,bütün insanları islam fıtratı ile yaratır,sonradan ailesi ve çevresi çocuğu istedikleri kıvama sokarlar.
Bütün Dinlerin yani peygamberlerin getirdiği ve tebliğ ettiği dinlerin hepsi de zaten islamdır.Allahın fıtratı budur,bunda hiçbir değişme yoktur.
Hz Ademin ve Hz Muhammedin ve aralarında gelen yüzbinlerce peygamberin Allahdan alıp insanlara ulaştırdıkları imanın esaslarında asla bir fark yoktur.
Ancak zaman ve zemine göre farzlar ve haramlar da ffarklılıklar olmuştur.
65-FAİZ YIKAR,ZEKAT KATLAR
Ah bir anlayabilsek,Allahım bizi bu firasetten ve senin ayetlerini anlamaktan mahrum etme..
Rum:39. İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, katında artmaz. 'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.
Zekat vermek Kur'anı kerimde,Allaha ödünç para vermek tabiri ile de geçer.Ve o ödünç paranın Dünya da iken mala nasıl yansıdığını ve kat kat iade edildiğini şu ayetler çok güzel anlatıyor:
Hadid:11. Kim 'a güzel bir borç verecek ki, da onu kendisine kat kat ödesin. Ona çok değerli bir mükafat da vardır.
Teğabün:17. Eğer siz 'a güzel bir borç verirseniz onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. şükrün karşılığını verendir, Halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
Bütün müslümanlar şuna inanmalı ki;Faizle kazanılan para,yani insanlara para satarak parasını artırdığını sanan kesin aldanmaktadır,zira o para Allak katında da gerçekte de artmaz,sahibini iflah etmez.
Zekatı verilen bir mal ise katında sevab olarak ta Dünya da mal olarak ta katladıkça katlar.İşte yukarıda ki ayet bu hakikatı çok açık bir biçimde anlatıyor
66-MÜMİNLERE YARDIM ETMEK,Allah CC ÜZERİNE BİR HAKTIR
Rum suresi:47. Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
Müslümanlar Allaha olan vazifelerini ifa ettikleri müddetçe onun yardımı mutlaka gelmektedir.
Dünyanın şu yaşlanmış günlerinde bu gün yeryüzüne bakıp müminlerin halini/halimizi bir inceleyince hepimiz ,nerede ımn yardımı diye,feryad ederiz,gerçekten müslümanların ilahi yardıma en fazla muhtaç oldukları bir Dünya da yaşamaktayız.
Tarihte çok sıkıntılı dönemler yaşanmış,hele kimsenin Tevhidi bilmediği toplumlara gönderilen peygambereler en büyük zorluklara göğüs germişlerdir.Cenabı hak onlara da devamlı olarak şöyle buyurmuştur:
Bakara:214. Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki 'ın yardımı pek yakındır.
Saff:13. Seveceğiniz başka bir kazanç daha var: 'tan bir yardım ve yakın bir fetih (Ey Muhammed!) Mü'minleri müjdele!
Allah cc,yardımının mutlaka müminlere erişeceğini anlatıyor.Ancak müslümanlara bu konuda bir şart koşuyor,yani yardımın ulaşması için bir şart..
Muhammed suresi:7. Ey iman edenler! Eğer siz Allah 'a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır
evet!!bu şart üzerinde epey düşünmemiz gerekmektedir.Eğer bu şartı yerine getirirsek Tekrar Dünya da söz sahibi mutlaka müslümanlar oalcaktır.
67-MÜSLÜMANLAR EN ÜSTÜN TEKNOLOJİYE SAHİP OLMALI
İslamiyet ana kaynağı olan Kutsal kitabımız da savaşı emretmez ama düşmana karşı en üstün silahları edinip,hazırlanmamızı emreder.
enfal suresi:
60. Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah cc yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.
İslam alt olamaz,müslüman zillet ve miskinliğe mahkum oLamaz,islam en üstündür o halde müslümanlar da en üstündür.
Bu ayette Allah cc,düşmana karşı gücünüz yettiğince hazırlanın buyuruyor ve o günün en önemli savaş aracı olan Atlarla düşmandan mutlaka üstün olmamızı emrediyor.
Bu gün ise bu savaş araçları Tank,Uçak ve Nükleer silahlardır.Her müslüman ülke mutlaka en modern silahlarla düşmana hazır olmalıdır.Düşmanlarımız bizleri Konvansiyonel silahlarla avutarak kendileri Yıldız savaşları geliştirmektedirler.
Biz bir silah yapmaya kalksak;durun biz sixe unun maliyetinin yarısına veriririz diyerek bizlerin elini bağlamaktadırlar.
Bunun için mutlaka düşmanlara Ekonomik bağımlılıktan kurtulmamız lazımdır,aksi halde müslümanlara onlar modern silah yaptırmazlar.
Dünya da bütün güçlü Ülkelerin Nükleer silahı bulunurken bir kaç müslüman ülkenin bırak silahını bu silahın hammaddesini bile bulundurmasına rızaları yoktur ve bunun için savaşmaktadırlar.
Bu durumun mutlaka müslümanlar lehine değişmesi gerekir,bunun yoluda en üstün teknolojiyi kullanarak en üstün silahlarla savaşa hazır olmaktır.
Kendi dışımızda gayri müslim hiçbir ülkeye gebe olmamak için ekonomik yönden en büyük Türkiye için çalışmamız gerekmektedir.
68-EVREN ALTI GÜNDE YARATILDI
Varlık Aleminin 6 günde yaratıldığını duymayanımız ve bilmeyenimiz yoktur.bu konuda ki ayetleri bir arada toplamağa çalışalım;Secde suresi;
قُلْ أَئِنَّكُمْ لَتَكْفُرُونَ بِالَّذِي خَلَقَ الْأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ وَتَجْعَلُونَ لَهُ أَندَاداً ذَلِكَ رَبُّ الْعَالَمِينَ
10. وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ مِن فَوْقِهَا وَبَارَكَ فِيهَا وَقَدَّرَ فِيهَا أَقْوَاتَهَا فِي أَرْبَعَةِ أَيَّامٍ سَوَاء لِّلسَّائِلِينَ
11. ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاء وَهِيَ دُخَانٌ فَقَالَ لَهَا وَلِلْأَرْضِ اِئْتِيَا طَوْعاً أَوْ كَرْهاً قَالَتَا أَتَيْنَا طَائِعِينَ
12. فَقَضَاهُنَّ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ فِي يَوْمَيْنِ وَأَوْحَى فِي كُلِّ سَمَاء أَمْرَهَا وَزَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَحِفْظاً ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ
9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.
10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.
11. Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.
12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm 'ın takdiridir.
Kur'anı kerimde Evrenin altı günde yaratıldığı yukarıda ki ile birlikte sekiz ayette anlatılmaktadır,aşağıya diğer yedi ayeti de naklediyoruz;
Araf suresi,54:نَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي اللَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَثِيثًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِأَمْرِهِ أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَم
Meali;Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan 'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi ne yücedir!
Yunus suresi;3:نَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Mealı: Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden 'dır. Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte O Rabbiniz 'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâla düşünmüyor musunuz
Hüd suresi 7:وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَلَئِنْ قُلْتَ إِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلَّا سِ
Meali:O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.
Furkan 59:الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ الرَّحْمَنُ فَاسْأَلْ بِهِ خَبِيراً
Meali:Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor.
Secde s.4:اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُم مِّن دُونِهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ
Meali:Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri altı günde (devirde) yaratan, sonra arşa istivâ eden 'tır. O'ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçınız vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?
Gaf s. 38:وَلَقَدْ خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَمَا مَسَّنَا مِن لُّغُوبٍ
Meali:Andolsun biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yarattık. Bize hiçbir yorgunluk çökmedi.
Burada Yahudilerin,Allah altı günde yarattı,cumartesi günü istirahat etti gibi bir saçma inanca cevab vardır; cc asla yorulmaz.
Hadid suresi 4:هُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْأَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنزِلُ مِنَ السَّمَاء وَمَا يَعْرُجُ فِيهَا وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ
Meali:O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'ın üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. yaptıklarınızı görür.
69-1400 Yıl önce ki Materyalistler
Kur'anı kerim bizlere 1400 yıl önce ki Maddeci-Materyslistlerin inananlara sarfettikleri üç Sözü anlatıyor;
1-Bizi Doğa yarattı,Doğa yok edecek
2-Hayat bu hayattır,yaşamana bak
3-Gidenlerden, geri gelen mi var?
Aşağıda Casiye suresi 23-27 arası ayetler bize Bu günkü Materyalistlerle 1400 sene öncekilerin hiç farketmediğini gösteriyor.
أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
24. وَقَالُوا مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَا إِلَّا الدَّهْرُ وَمَا لَهُم بِذَلِكَ مِنْ عِلْمٍ إِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ
25. وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمْ إِلَّا أَن قَالُوا ائْتُوا بِآبَائِنَا إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
26. قُلِ اللَّهُ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يَجْمَعُكُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لَا رَيبَ فِيهِ وَلَكِنَّ أَكَثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
27. وَلَلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرضِ وَيَومَ تَقُومُ السَّاعَةُ يَوْمَئِذٍ يَخْسَرُ الْمُبْطِلُونَ
Mealleri:
23. Hevâ ve hevesini tanrı edinen ve 'ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu 'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız?
24. Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.
25. Onlara açıkça âyetlerimiz okunduğu zaman: Doğru sözlü iseniz atalarımızı getirin, demelerinden başka delilleri yoktur.
26. De ki: Allah cc sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde biraraya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler.
27. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Kıyametin kopacağı gün var ya, işte o gün bâtıla sapanlar hüsrana uğrayacaklardır.
Kadınlara Seçme Hakkı islamla beraber başlar
70-Kadınlara Seçme Hakkı islamla beraber başlar.Halbu ki batılılar bunu daha 20.yüzyılda verdiler,o zamana kadar kadınları şeytan ve ya gayriinsani bir varlık olarak addediyorlardı.
İslamiyetin getirdiği Biat müessesesi bunun kanıtıdır,erkeklerle beraber Seçilecek ve ya seçilen kişiye Biat etme yani onunla el sıkışarak onaylama keyfiyeti kadınlara da emredilmiştir.
Mümtehıne suresi 12 ayete bakalım:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا جَاءكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَن لَّا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئاً وَلَا يَسْرِقْنَ وَلَا يَزْنِينَ وَلَا يَقْتُلْنَ أَوْلَادَهُنَّ وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَلَا يَعْصِينَكَ فِي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Meali alisi:
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah cc, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Bu olay Rasülüllah efendimizin Medineye hicretleri sırasında Akabe biatlarıyla başlamış ve yukarıda ki şekilde Kadınlardanda Biat alınmıştır.Halifelerin seçimleri ise bizatihi bir İntihab=seçim şekliyle olmuş ve kadınlar hiç dışarıda bırakılmamıştır.
İşte İslamın 1400 yıl önceki İnsan hakları beyannamesinin bir maddesi de budur.
71-2 İyi,2 kötü örnek
Hidayet,doğruya iletmek demektir,İnsanlara doğru yolu göstermek ise Peygamberlerin vazifesidir.
Hidayete erdirmek ise sadece Allahın bir sıfatıdır ve bu kelimenin insanlar için,mesela Falanca bana doğruyu gösterdi,gibi,kullanılması ise tamamen mecazi anlam taşır.
Mesela Gasas suresi 56.ayette,hidayete erdirmek ancak Allaha aittir manasında şöyle buyurulur;
Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah cc , dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O doğru yola gelecekleri daha iyi bilir.
Mecazi anlamda Peygamberlerin Hidayete erdirmesini yani doğru yolu göstermesini ise Şura suresi 53.ayette şöyle izah buyuruyor;
İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap)
vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah'a döner.
Evet, Peygamberler bile istediği kişiyi hidayet edememektedir.
Rasülüllah efendimizin amcası Ebu talibe ne kadar istekli olduğu ama bu hidayetin mümkün olmadığı malumdur.Hatta bir ayette de,ne kadar hırsla istese bile insanların çoğunun Hakkı kabule yanaşmayacağı da vurgu yapılır;Yusuf suresi:103.ayet;
Sen ne kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak değillerdir.
Şimdi düşünme zamanı diyelim ve şöyle bir Beyin jimnastiği yapalım;Bizler müslüman bir ülkede müslüman ana-babadan doğarak Hidayeti kolayca sahiblendiğimizi,Müslüman olmayan bir ülkede müslüman olmayan ana-babadan olan insanların ise şanssızlıklarına küsmeleri gerektiğinimi varsayalım?Hayır asla böyle bir zulüm Allaha isnad edilemez,o Zatı ecelli ala,Kalblere hidayeti atandır,nerede olursa olsun Ezeli kabiliyeti ve İradesi olanlara onu mutlaka taddıracaktır.
Bu madde de sizlere Kur'andan aktaracağım Tahrim suresinin son üç ayetini ibretler inceleyelim ve Hidayetin nasıl bir ilahi ve iradi bir nasib olduğunu izleyelim.
Bu ayetlerde Kocaları Peygamber olduğu halde İmana yanaşmayan iki kadından...birde Kocası Firavn olduğu halde iman eden bir kadınla etrafı imansızlarla örülü ama tek başına imanı haykıran bir başka kadından sözedilir;
10-Allah cc, inkar edenlere, Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları,Allah 'ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi.
11. Allah cc, iman edenlere ise, Firavun'un karısını örnek gösterdi. Hani o, "Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!" demişti.
12. Allah cc, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem'i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.
Evet kardeşlerim şimdi anlamaya çalışalım,bu kadar açık,güneş gibi parlak Mucizelere,elle tutulur gözle görülür delillere,Evrende ki Kur'anda ki ve Kendi içimizde ki ayetlere rağmen inkar da ve inananlara zulümde ısrar edenleri..bu nasıl anlamak olacaksa tabi..